Doğuştan Kalça Çıkığı (Gelişimsel Kalça Displazisi)

Doğuştan Kalça Çıkığı (Gelişimsel Kalça Displazisi)

Doğuştan kalça çıkığı, diğer adıyla gelişimsel kalça displazisi, yenidoğan döneminde kalça (femur) başının eklem yuvasında olmaması durumudur.

Sağlıklı bir kalça ekleminde, kalça başı asetabulum dediğimiz kalça yuvasına topun bir kaseye oturması gibi oturur. Bu uyumun bozuk olduğu doğuştan kalça çıkığı yada gelişimsel kalça displazisi denilen durumda dört farklı senaryo mümkündür. En hafif tipinde eklem eklem yuvasında hafif bir uyumsuzluk vardır ancak çıkık söz konusu değildir. En ileri tipinde ise kalça başı eklem yuvasının tamemen dışındadır.

Kalça displazisinde en önemli yatkınlık genetiktir. Normalde görülme ihtimali 1000 doğumda 1 iken, anne yada babada kalça çıkığı hikayesi varsa risk %12 artar. Kardeşlerin birisinde kalça çıkığı varsa diğer kardeşte görülme ihtimali %6 artar. Ailesel yatkınlık olmasa bile ilk doğumlarda ve kız bebeklerde risk artmıştır. Sıklıkla sol kalça tutulur. Her iki kalçada olma ihtimali de vardır.

Anne karnında dar uterusa bağlı görülen tortikollis ve metatarsus adduktus gibi şekil bozuklukları olan bebeklerde de kalça çıkığı riski artmıştır. Yine makat doğuş, genetik hastalıklar bu riski arttırır.

Bu hastalıkta tanı koymakta gecikememek önemlidir. Ben yeni doğan her bebeğin doğduğu gün yada 1 gün sonrasında mutlaka ayrıntılı bir ortopedi muaynesinden geçmesini erken tanı için öneriyorum. İlk muaynede sıklıkla kalçadan bir klik sesi alınıp alınmadığı değerlendirilir. Bunun yanında kalça çıkığıyla birlikte olma ihtimali olan ayak şekil bozuklukları ve tortikollis dediğimiz boyun şekil bozukluğu olup olmadığına bakılır.

Doğum sonrası 4-6. haftalar arasında, ilk muayne normal bile olsa, mutlaka kalça ultrasonu yapılarak kalça eklemi değerlendirilmelidir. Kalça ultrasonu bu konuda tecrübeli radyologlar yada çocuk ortopedisi ile ilgilenen ortopedi hekimleri tarafından yapılmalıdır. Ben kendi uygulamamda muayneyle birlikte mutlaka kalça ultrasonu yapıyorum.

Kalça çıkığından şüphelendiğimiz bebeklerde sıklıkla ilk 3 ay takip öneriyoruz. Doğum sonrası ilk 3 ay kalça eklem yuvalarının hızlı geliştiği bir süreç. Bu sürecin sonunda kalça tamamen normale dönebiliyor. Bu sebeple 3. ayda ikinci bir ultrason ile kalçanın durumunu tekrar değerlendiriyoruz. Eğer hala gelişme geriliği mevcutsa o zaman tedaviye başlıyoruz. Çok ileri kalça çıkığı olup ilk tanı anında tedaviye başladığım hastalar olsa da genel uygulama bu yönde.

Doğuştan Kalça Çıkığı (Gelişimsel Kalça Displazisi) Tedavisi:

Kalça çıkığı tedavisinde ilk 6 ay tedavide tercih ettiğimiz yöntem Pavlik bandajıdır. İlk 3 ay aralıksız, devamında da aralıklı olarak 6 ay kadar kullanılır. 6 aylıktan önce tedaviye başlanan hastalarda başarı oranı %85 civarındadır. Bandaj kalçanın yuva içerisinde durmasını ve yuvaya uyumunu arttırır.

Pavlik bandaj tedavisinin başarılı olmadığı yada 6 aylıktan daha geç tanı alan hastalarda ilk olarak ameliyathane şartlarında ilaçlı film çekilir. Kalça ekleminin uyumu bu film ile değerlendirilir. Sonrasında ise kalça başı kapalı bir şekilde kalça eklemi yuvasına yerleştirilerek vücut alçıya alınır. Bu alçı göğüs seviyesinden diz altına kadar uzanır ve kalça ekleminin yuvasında durmasını sağlayacak pozisyonda bacakları tespit eder. Alçı sonrası mutlaka MR ile kalça başının eklem yuvasında olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer herşey yolunda ise bu tedavi yaklaşık 12 hafta kadar sürer. Bu sürede alçı değişimi gerekebilir.

Kapalı tedavinin başarısız olduğu yada 18-24 ay arası hastalarda ise açık cerrahi gerekir. Kalça ekleminin açık cerrahisi ciddi tecrübe isteyen bir konudur. Ameliyat sonrası 6-8 hafta alçı uygulanır. Alçı sonrasında ise kalçanın gelişimi normale dönene kadar gece ateli kullanımına devam edilir.

Daha ileri yaşlarda yapılabilecek farklı cerrahiler vardır ancak bunların yararı her hekim tarafından kabul görmemektedir. Dünyada geç tanı konmuş doğuştan kalça çıkığı hastalarını ameliyat etmek yada doğal seyrine bırakmak arasında fikir birliği bulunmamaktadır. Burada doğru olan hastaya ve aileye göre karar vermektir. Neyse ki erken tanı sayesinde atlanmış yada geç tanı konmuş vakalara çok ama çok seyrek rastlamaktayız.

Yorum Bırak

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır.